Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Ergün Olgun, Kıbrıs’ta federal bir ortaklığın kurulması ve yaşatılması için şartların uygun olmadığını, bu şartlarda yönlendirme, baskı veya zorlama ile dayatılacak bir çözümün yaşatılmasının da mümkün olmayacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Ergün Olgun, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, “Kıbrıs Türk tarafının eşitliğinin gerekleri olan egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün teyidiyle ortak zeminin oluşması üzerine, Kıbrıs’ta mevcut iki devletin yeni bir iş birliği ilişkisi kurabilmesi için resmi müzakerelere başlanabileceğini” bildirdiğini işaret ederek, Cumhurbaşkanı Tatar’ın, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü zemininde işbirliği ilişkisinin derinliğini ve genişliğini de ele almaya hazır olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Özel Temsilcisi M. Ergün Olgun, Rum tarafının “görüşmelerin Crans-Montana’da kaldığı yerden başlaması” tutumuna yönelik açıklama yaptı.
Ergün Olgun, Kıbrıs Rum tarafının “sözde federal bir çözüm gerçekleştirmek için müzakerelerin 2017 yılında Crans-Montana’da bırakıldığı yerden yeniden başlatılması” için yoğunlaştırdığı girişimler karşısında kapsamlı bir değerlendirme paylaşma ihtiyacının hâsıl olduğunu kaydetti ve şöyle devam etti:
“Federalizm üzerine otorite kabul edilen Prof. Ronald L. Watts, federasyonu en az iki eşit siyasi birimin/hükümetin bir yandan ortak yönetim unsurlarını, diğer yandan kurucu devletlerin hükümetleri için bölgesel özyönetim unsurlarını birleştiren politik bir örgüt olarak tanımlamıştı.
Federasyonlar genellikle ihtiyaçtan doğarlar ve kurucularının hak ve statü eşitliği zemininde gönüllülük esasına dayalı bir akitle gerçekleştirilirler. Federasyonları bir arada tutan devamlılığı olan güçlü ortak çıkarlar ve karşılıklı bağımlılıktır. Federasyonlar genel olarak iki gruba ayrılmaktadır. Tek uluslu federasyonlar (mononational/national federations) ulusal homojenliği ve âdemi merkeziyetçiliği hedeflerken (ABD gibi), çok uluslu federasyonlar ortak bir siyasi birimin avantajları yanında soy, dil ve kültür bakımından önemli ölçüde farklılık gösteren halkları birleştirmeyi amaçlar (Belçika ve Kanada gibi). Tek uluslu federasyonlarda egemenlik ve yetkilerin kaynağı merkezdir ve eyaletlere merkezden yetki verilir (devolution). Çok uluslu federasyonlarda ise egemenliğin ve yetkilerin kaynağı kurucu devletlerdir ve onlar oluşacak ortaklık devletine (merkeze) yetki verir. Çok uluslu federasyonlarda kurucu devletler bütün yönleriyle eşit hak, statü ve fırsatlara sahiptir.