“Hademelere, sendikalı olmaları durumunda işten çıkartma tehdidinde bulunduğumuz iddiaları doğru değil” diyen Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’na Kamu-İş Genel Başkanı Ahmet Serdaroğlu’ndan yanıt geldi. Serdaroğlu, “Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Aytunç Şirket, bakanlığı temsil etmiyor mu? Tehditler doğrudur, ispatlayabiliriz” dedi.
Ada TV’ye konuk olan Serdaroğlu, Müsteşar Aytunç Şirket’in taşeron şirket ile birlikte çalışanları tehdit ettiğini ve bunu ispatlayabileceklerini belirterek, şunları söyledi:
SAYIN BAKAN ÇOK DİKKAT ETSİN
“Sayın Bakan ne istiyor? Bunu da mı mahkemeye taşıyalım, çalışanlar mahkemeye gelip şahitlik mi yapsınlar? Kamu-İş üyesi çalışanlar tek tek telefonla şirket sahibi tarafından arandı. ‘Benim şirketime çalışmak için gireceksiniz. Girmediğini takdirde ay sonu maaşlarınızı alamayacaksınız. Sendikanın hiç bir yetkisi yoktur’ diye tehdit edildiler. ‘Şirkete imzalamayıp sendikaya üyelik doldurmaya devam edersiniz pazartesi işinizden durdurulacaksınız’ dediler.
Şirketin yöneticileri okullara gidip hademelerle hatta okul müdürleriyle konuşuyor. Bunlar çok önemli şeylerdir. Sayın Bakan bunlara çok dikkat etsin. Bir okul müdürünü şirket sahibi arayıp da ‘şu şahsı pazartesi okula koymayacaksın onu işten durdur’ diyemez. Okullarda çalışan bir işçinin işten durdurulabilmesi için bir suç islemesi lazımdır. Eğitim Bakanlığı o suçu karma işçi komitesine bildirir ve oradan bir durdurma kararı çıkarsa çıkabilir. Üstelik şirket sahibinin hiç bir yetkisi de yok. Çünkü sonuçlanmayan bir ihale vardır. Sayın Bakan herhalde bununda farkında değildir.”
REKABET KURULU’NUN KARARI ÇİĞNENİYOR
Eğitim Bakanlığı’nın şu anda istişare içinde bulunduğu şirket hakkında Rekabet Kurulu’na itirazlar olduğunu belirten Serdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Rekabet Kurulu’ndan Milli Eğitim Bakanlığı’na giden yazıda, ‘Eğitim Bakanlığı ve bağlı okullarda temizlik hizmetleri alımı ihalesine ilişkin sözleşme, itiraz hakkında nihai karar verilene kadar durdurulmalı’ diyor. Yani herhangi bir sözleşme imzalamayın diyor bakanlığa. Ama Müsteşar ne yapıyor? Bu kararın durdurulmasına rağmen o sözleşmeyi şirketle imzalıyor. Şirket de müsteşardan aldığı yetkiyle okulları dolaşmaya başlıyor. Kadın hademeler ağza alınmayacak sözlerle tehdit ediliyor. Böyle hukuksuzluk görülmedi. Çıkıp da ‘yalanlıyoruz öyle bir şey yok’ demekle olmaz. Rekabet Kurulu’nun durdurma yazısını Milli Eğitim Bakanı yok sayamaz.”