Connect with us

Gündem

“Güvendiğimiz son kale yüce yargıdır”

-

-

Kamu-İş, devlet okullarında çalışan hademeleri işten atıp yeni ihaleye çıkan hükümeti dava etti. Mahkemeler önünde okullarda 10 yıldır hademe olarak görev yapan çalışanlarla birlikte basın açıklaması yapan Kamu-İş Genel Başkanı Ahmet Serdaroğlu, “Güvendiğimiz son kalemiz olan yargıya hükümeti şikayet etmek için buradayız” dedi.

Eğitim bakanlığında 10 yıldan fazladır çalışan emekçilerin sendikal haklarının ellerinden alındığını   belirten  Serdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: “Sendikalı oldukları için işten durduruldular.  Yapılacak olan alımlarda sendikalı oldukları için işe alınmıyorlar.  Hükümetin çalışma yasalarını hiçe sayarak çıkmış olduğu ihale insan haklarına aykırıdır. Çıkmış oldukları ihalede 280 kişiyi yeniden sözde temizlik ihalesi adı altında istihdam etme yoluna gittiler. Yetkili sendikanın yetkisini tamamen ortadan kaldırmak pahasına yaptıkları ihale çalışma koşullarını da belirlemektedir. Alacakları ücretler bile ön koşul konulmuştur. Asgari ücretin üzerine maaş almayacakları belirtilmiştir.”

KÖLELİK SİSTEMİ KURMAYA ÇALIŞIYORLAR

Serdaroğlu şöyle devam etti: “İş yasasında da belirttiği gibi bir iş yerinde mevcut toplu iş sözleşmesi varsa yapılacak olan akitler bu toplu iş sözleşmesine aykırı olamaz. Yasada böyleyken hükümet edenler sözde temizlik ihalesiyle işveren pozisyonundan kaçacaklarını zannederek şirketler üzerinden kölelik sistemi kurmaya çalışıyorlar.  Kölelik sistemini durdurmak, yasa bilmez hükümet edenleri engellemek için tek güvendiğimiz yüce yargıya müracaat ediyoruz.  Yılmayacağız, bıkmayacağız, mücadelemize devam edeceğiz.

YASALARI AÇIKÇA ÇİĞNEDİLER

Eğitim bakanlığı Haziran ayında toplu bir durdurma gerçekleştirmiştir. Taşeron işçisini durdurarak kişilere hiç bir bildirim yapılmamıştır. Yasalarımız da işten durdurmayı bir ay öncesinden bildirmek gayet açıktır.  Bildirilmediği takdirde şirketler tazminat ödemek zorunda olmasına rağmen  aniden durduruldular ve tazminatlarını dahi ödemediler. Tüm bunlar yaşanmışken tekrardan ihaleye çıkarak toplumu birbirlerine düşürmeye ve insanları yarıştırmaya çalışıyorlar.

Yasalarımıza göre bir iş yerinde mevcut çalışma koşullarını belirleyen yetkili bir sendika varsa ve o iş yerine yapılan toplu iş sözleşmesi varsa yapılacak olan akitler şirketin üzerinden dahi olsa toplu iş sözleşmesine aykırı koşullarda işçi çalıştırılamaz.

HÜKÜMETE İSTİFA ÇAĞRISI

Hükümet edenlere sesleniyoruz.  Yapmış olduğunuz tüm uygulamalar bize göstermektedir ki sizin artık topluma verecek hiç bir şeyiniz kalmamıştır. Israrla o koltukta oturma uğruna kurmuş olduğunuz bu hükümeti batırmayın. Bırakın o koltukları ve gidin.”

Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Gündem

Arıklı açıkladı: Belli yaşın üstündeki sürücüden sağlık raporu istenecek

-

-

-

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Girne’de meydana gelen ölümlü trafik kazasının ardından yaptığı açıklamada, yasal düzenlemeyle belli bir yaşın üzerine çıkan sürücülerden sağlık raporu isteyeceklerini kaydetti. Bu konuda yasal düzenleme yapacaklarını kaydeden Arıklı, “Belli bir yaşın üzerine çıkan kişilerin reflekslerinde yavaşlamalar olabilir. Bu insanların kontrolünü yapmadan dün akşamki olayların benzerleri olabilir” dedi. Sorunlu yolların olduğunu kabul eden Arıklı, devletin imkanlarının ise kısıtlı olduğunu belirtti. Arıklı, “İnsanlar, kötü yollarda daha dikkatli olması gerekirken bu özeni göstermiyor. Bir videoda insanların zikzak yaptığını gördüm. Ana yolda birbirlerine şaka yapıyorlar” ifadelerini kullandı. Bakan Arıklı, Meclis’teki bütçe görüşmeleri sonrası trafikle ilgili yetki konusunda belediyelerle bir toplantı yapacaklarının da altını çizdi.

Devamını Oku

Gündem

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: Güney’deki tutuklamalar Rumlara da zarar verecek

-

-

-

Ceza Yasası’nda öngörülen 2 yıllık hapis cezasının, 5 yıla çıkarılması talebini “Rum propagandası” olarak değerlendiren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, politik meselelerden Güney’de masum insanların tutuklandığını ve bu durumun Rumlara da zarar vereceğini belirtti. New York’ta gerçekleştirilen gayri resmi görüşmede de Güney’deki hukuksuz tutuklamaların mantığı aşan bir hamle olduğunu dile getirdiğini belirten Tatar, Rum tarafının Taşınmaz Mal Komisyonu’nu (TMK) hiçe sayarak, politik baskılar ile Kıbrıslı Türkleri bastırmaya çalıştığını ifade etti.  Tatar şöyle devam etti:

TUTUKLAMALAR SORUNU DERİNLEŞTİRİYOR

Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) diye bir kurum var, Birleşmiş Milletler de (BM) tanıyor, bu komisyona 500 Milyon Pound’dan fazla para ödendi ve buna rağmen Rum’un baskısı devam ediyor. İnsanları tutuklayarak sorun çözülemez, aksine daha da derinleşir. New York’taki en üst düzeyde toplantılarda özellikle Simon Aykut meselesini dile getirdim, bu yaşta bir insanı hapsetmenin doğru olmadığını ifade ettim. Bu tutuklamalar hiçbir zaman çözüm getiremeyeceği gibi, çözümsüzlüğü de derinleştirecek.  Bu konuda da girişimlerimiz devam ediyor.”

“NATO MESELESİ RUMLARIN BOYUNU AŞAR”

Rum yönetiminin NATO üyeliği girişimini değerlendiren Tatar, şöyle devam etti: NATO hamlesi Rumların boyunu aşar. Son sözü Türkiye sözler. Rumların NATO talebi Kıbrıs Cumhuriyeti ekseninde ama ‘Türkiye onaylarsa Türkiye’ye de bir şey veririz’ düşüncesindeler.  Önemli olan Kıbrıs’ta iki egemen, eşit devlet gerçeğini kabul etmeleridir.  Bunu kabul ederlerse, o zaman Türkiye de Güney Kıbrıs’ın NATO üyeliğini onaylayabilir.  İki bölgeli, iki toplumlu federasyon diyorlar, İsrail ve Gazze’ye baksınlar, BMGK kararlarını kim dikkate aldı? Artık  bu kararlar gözden geçirilmeli…”

ANLAŞMA OLSA KIBRIS DUBAİ’Yİ GEÇER

Kıbrıs meselesinin çözümüyle tüm tarafların kazanacağına dikkat çeken Tatar, şu ifadeleri kullandı: “Burada bir anlaşma olsa petrol, gaz Türkiye üzerinden AB’ye nakledilecek.  Çok daha ekonomik ve güvenli bir sistem oluşacak. Kablo ile elektrik konusunu AB ülkeleri kabul ediyor, Rumlar kabul etmiyor. Enterkonnekte sisteme dahil olunabilir.  Gemilerin geçişi ve birçok meselede işbirliği alanları artar. Hava sahaları Türkiye üzerinden gerçekleşir. Bir anlaşma olsa burası Dubai’yi geçer. Bunların olmamasının sebebi Rumların, Kıbrıs Türklerini eşit görmeme zihniyetidir.”

Devamını Oku

Gündem

AB raporu KKTC’nin haklarını göz ardı etti

-

-

-

Türkiye Dışişleri Bakanlığı AB Komisyonu’nun hazırladığı 2024 Türkiye Raporu’na tepki gösterdi. Raporda, KKTC’nin haklarının göz ardı edildiği belirtilirken, Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik formatın yalnızca Ada’daki iki tarafı, üç Garantör gücü ve Birleşmiş Milletleri içerdiği vurgulandı. Raporun, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın gerçeklerle bağdaşmayan, hukuk dışı ve maksimalist görüşlerini yansıttığının altı çizilirken, “Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin meşru kaygılarını ve haklı politikalarını tamamen göz ardı etmektedir” ifadelerine yer verildi. Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik formatın yalnızca Ada’daki iki tarafı, üç Garantör gücü ve Birleşmiş Milletleri içerdiği hatırlatılırken, “Gelecekte varılacak herhangi bir çözüm, Ada’daki iki tarafın mutabakatıyla gerçekleşmelidir” denildi. AB’nin Kıbrıs meselesine ilişkin olarak, Kıbrıs Rum tarafının tutumunu kayıtsız şartsız yansıttığı ve Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını dikkate almayan açıklamalarının, çözüm çabalarına katkıda bulunmadığı işaret edilirken, “AB’nin çözüm sürecinde yer almasının neden uygun bir seçenek olmadığını açıkça göstermektedir” ifadeleri kullanıldı.

Devamını Oku

Öne Çıkan Haberler

Copyright © 2022 KKTCgündem. künye