Connect with us

Gündem

“Devlette ayaklar baş mı oldu?”

-

-

Yaptıkları eylemin ardından Başbakanlık’ta Ünal Üstel’in şoförüyle yaşadıkları sözlü tartışmayı sosyal medyadan açıklayan Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, “Devlette ayaklar baş mı oldu” diye sordu. Serdaroğlu, Üstel’i, Türkiyeli Kıbrıslı ayrımı yaparak toplumu kutuplaşmaya ittiğini öne sürdüğü şoförü hakkında gereken işlemi yapmaya davet etti.

İşte Serdaroğlu’nun sosyal medyadan yaptığı paylaşım:

“Çarşamba günü Başbakanlık önünde taşeron işçilerinin hak arama mücadelesini verirken, Başbakanlık Müsteşarı tarafından içeriye çağrıldık. Kamu-İş Genel Başkanı olarak ben ve yönetimim, sorunları Sayın Müsteşar’la tartıştık.  Önerilerimizi Başbakan Ünal Üstel’e iletmek üzere Sayın Müsteşar’a sunduk.  

Dışarıya çıktığımız anda koridorda Başbakan’ın şoförü olan bir şahıs tarafından inanılması güç bir sözlü saldırıyla karşılaştık. Şoför müsteşara talimat veriyor aynen şunları söylüyordu: “SANA SÖYLERİM BUNLARIN İŞİNİ YAPMA. BUNLAR PAKİSTANLILAR VE TC’LİLER İLE BURAYA GELDİLER. ÜNAL ABİME EYLEM YAPARLAR. İŞLERİNİ YAPMAYACAKSIN…”

Başbakanlık koridorlarında herkesin gözü önünde yaşanan bu skandala inanamadık. Başbakan’ın şoförü olan şahıs, Kamu-İş Genel Sekreteri’ne de sataştı.

Olayın üzerinden üç gün geçti. Normal bir ülkede böyle bir olay elbette yaşanmaz. Yaşansa da Başbakan, tabii ki gereğini yapar. Ancak ne yazık ki biz normal bir ülke olmadığımız için yaşananlar cezasız kalıyor. Bir de üstüne üstlük sosyal medyadan Kamu-İş Başkanı olarak bana ve yönetimime ağır saldırılar başlatılıyor. 

Buradan Başbakan Ünal Üstel’e sesleniyorum. Başbakanlık’da şoförlük makamında olan bir şahıs Türkiyeli Kıbrıslı ayrımı yaparak, neye kime hizmet ediyor? 

Sayın Başbakan, bu tehlikeli kutuplaşmaya yol açan şoförü hakkında nasıl bir yol izleyecek?

Bu devleti yönetenler yapılan bu yanlışın hesabını sormalılar. Ancak ne yazık ki Sayın Başbakan’ın “Kol kırılır yen içinde kalır” anlayışıyla yaşanan skandalı örtmeye çalıştığı görülüyor.

Öyle görülüyor ki devletimiz içinde ayaklar baş olmuş.  Bir şoför, ülkenin Başbakanlık müsteşarına  talimat veriyor. Kimsenin yaşanan skandal karşısında kılı dahi kıpırdamıyor.

Kamu-İş Başkanı olarak buradan haykırıyorum. Emek mücadelesinde dil, din, ırk, siyasi görüş ayrımı olamaz. Emek mücadelesi bir bütündür. 

Biz bu mücadeleyi özelde üyemiz, genelde tüm memleketin menfaati için sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. Buna engel olmak isteyenlere karşı her türlü bedeli ödetmek için mücadeleyi ilke edindik. Bu yoldan geri dönmeyeceğiz.”

Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Gündem

Arıklı açıkladı: Belli yaşın üstündeki sürücüden sağlık raporu istenecek

-

-

-

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Girne’de meydana gelen ölümlü trafik kazasının ardından yaptığı açıklamada, yasal düzenlemeyle belli bir yaşın üzerine çıkan sürücülerden sağlık raporu isteyeceklerini kaydetti. Bu konuda yasal düzenleme yapacaklarını kaydeden Arıklı, “Belli bir yaşın üzerine çıkan kişilerin reflekslerinde yavaşlamalar olabilir. Bu insanların kontrolünü yapmadan dün akşamki olayların benzerleri olabilir” dedi. Sorunlu yolların olduğunu kabul eden Arıklı, devletin imkanlarının ise kısıtlı olduğunu belirtti. Arıklı, “İnsanlar, kötü yollarda daha dikkatli olması gerekirken bu özeni göstermiyor. Bir videoda insanların zikzak yaptığını gördüm. Ana yolda birbirlerine şaka yapıyorlar” ifadelerini kullandı. Bakan Arıklı, Meclis’teki bütçe görüşmeleri sonrası trafikle ilgili yetki konusunda belediyelerle bir toplantı yapacaklarının da altını çizdi.

Devamını Oku

Gündem

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: Güney’deki tutuklamalar Rumlara da zarar verecek

-

-

-

Ceza Yasası’nda öngörülen 2 yıllık hapis cezasının, 5 yıla çıkarılması talebini “Rum propagandası” olarak değerlendiren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, politik meselelerden Güney’de masum insanların tutuklandığını ve bu durumun Rumlara da zarar vereceğini belirtti. New York’ta gerçekleştirilen gayri resmi görüşmede de Güney’deki hukuksuz tutuklamaların mantığı aşan bir hamle olduğunu dile getirdiğini belirten Tatar, Rum tarafının Taşınmaz Mal Komisyonu’nu (TMK) hiçe sayarak, politik baskılar ile Kıbrıslı Türkleri bastırmaya çalıştığını ifade etti.  Tatar şöyle devam etti:

TUTUKLAMALAR SORUNU DERİNLEŞTİRİYOR

Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) diye bir kurum var, Birleşmiş Milletler de (BM) tanıyor, bu komisyona 500 Milyon Pound’dan fazla para ödendi ve buna rağmen Rum’un baskısı devam ediyor. İnsanları tutuklayarak sorun çözülemez, aksine daha da derinleşir. New York’taki en üst düzeyde toplantılarda özellikle Simon Aykut meselesini dile getirdim, bu yaşta bir insanı hapsetmenin doğru olmadığını ifade ettim. Bu tutuklamalar hiçbir zaman çözüm getiremeyeceği gibi, çözümsüzlüğü de derinleştirecek.  Bu konuda da girişimlerimiz devam ediyor.”

“NATO MESELESİ RUMLARIN BOYUNU AŞAR”

Rum yönetiminin NATO üyeliği girişimini değerlendiren Tatar, şöyle devam etti: NATO hamlesi Rumların boyunu aşar. Son sözü Türkiye sözler. Rumların NATO talebi Kıbrıs Cumhuriyeti ekseninde ama ‘Türkiye onaylarsa Türkiye’ye de bir şey veririz’ düşüncesindeler.  Önemli olan Kıbrıs’ta iki egemen, eşit devlet gerçeğini kabul etmeleridir.  Bunu kabul ederlerse, o zaman Türkiye de Güney Kıbrıs’ın NATO üyeliğini onaylayabilir.  İki bölgeli, iki toplumlu federasyon diyorlar, İsrail ve Gazze’ye baksınlar, BMGK kararlarını kim dikkate aldı? Artık  bu kararlar gözden geçirilmeli…”

ANLAŞMA OLSA KIBRIS DUBAİ’Yİ GEÇER

Kıbrıs meselesinin çözümüyle tüm tarafların kazanacağına dikkat çeken Tatar, şu ifadeleri kullandı: “Burada bir anlaşma olsa petrol, gaz Türkiye üzerinden AB’ye nakledilecek.  Çok daha ekonomik ve güvenli bir sistem oluşacak. Kablo ile elektrik konusunu AB ülkeleri kabul ediyor, Rumlar kabul etmiyor. Enterkonnekte sisteme dahil olunabilir.  Gemilerin geçişi ve birçok meselede işbirliği alanları artar. Hava sahaları Türkiye üzerinden gerçekleşir. Bir anlaşma olsa burası Dubai’yi geçer. Bunların olmamasının sebebi Rumların, Kıbrıs Türklerini eşit görmeme zihniyetidir.”

Devamını Oku

Gündem

AB raporu KKTC’nin haklarını göz ardı etti

-

-

-

Türkiye Dışişleri Bakanlığı AB Komisyonu’nun hazırladığı 2024 Türkiye Raporu’na tepki gösterdi. Raporda, KKTC’nin haklarının göz ardı edildiği belirtilirken, Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik formatın yalnızca Ada’daki iki tarafı, üç Garantör gücü ve Birleşmiş Milletleri içerdiği vurgulandı. Raporun, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın gerçeklerle bağdaşmayan, hukuk dışı ve maksimalist görüşlerini yansıttığının altı çizilirken, “Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin meşru kaygılarını ve haklı politikalarını tamamen göz ardı etmektedir” ifadelerine yer verildi. Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik formatın yalnızca Ada’daki iki tarafı, üç Garantör gücü ve Birleşmiş Milletleri içerdiği hatırlatılırken, “Gelecekte varılacak herhangi bir çözüm, Ada’daki iki tarafın mutabakatıyla gerçekleşmelidir” denildi. AB’nin Kıbrıs meselesine ilişkin olarak, Kıbrıs Rum tarafının tutumunu kayıtsız şartsız yansıttığı ve Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını dikkate almayan açıklamalarının, çözüm çabalarına katkıda bulunmadığı işaret edilirken, “AB’nin çözüm sürecinde yer almasının neden uygun bir seçenek olmadığını açıkça göstermektedir” ifadeleri kullanıldı.

Devamını Oku

Öne Çıkan Haberler

Copyright © 2022 KKTCgündem. künye